14 Mayıs 2014 Çarşamba

Piyasalara Bakış


Dün piyasa beklentilerinin altında kalan ABD  perakende satışlar verisi ön plandayken veri ile birlikte ABD faizlerinin geri çekildiğini gördük. Hisse tarafında ise yeni rekor seviyesini gören Dow Jones sanayi endeksi ve S&P 500 endeksinde dün sınırlı yükselişler vardı. Bir süredir S&P 500’den göreceli olarak kötü performe eden teknoloji hisseleri ve küçük ölçekli hisselerde bu hafta gördüğümüz toparlanma S&P 500’deki yükselişe destek olmuştu. Ancak dün S&P 500 endeksi %0.04 artıda 1897 seviyesinden günü tamamlarken, Russell 2000 (%1.1 düştü) ve Nasdaq’ın ( %-0.33) direnç seviyelerinden tekrar satış baskısı ile karşılaştığını gördük. Bu doğrultuda bu iki sektördeki seyrin piyasa geneli için de belirleyici olabileceğini, ABD hisse senetlerinde tepe formasyonu oluşup oluşmadığını izlediğimizi belirtelim.

Gelişmekte olan piyasalara baktığımızda ise MSCI GOP endeksinin zayıf veri ile gerileyen ABD faizleri ile birlikte dün dolar bazında %0.65, MSCI Türkiye endeksinin ise %0.48 yükseldiğini takip ettik. Bir süredir ifade ettiğimiz gibi küresel piyasa ortamı gelişmekte olan ülkeler lehine olmaya devam ediyor . Hisse senedi piyasalarında MSCI GOP endeksinin ABD faizlerindeki geri çekilme ile nispeten daha olumlu performans göstermeye devam ettiğini görüyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük seyretmeye devam etmesi bu görünüme destek oluyor. Fakat küresel döviz volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük seviyeye gerilemiş olması burda çok fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir volatilite artışına karşı tedbirli olunması gerektirdiğini düşündürüyor. Böyle bir olası volatilite artışının diğer varlık sınıflarında da bir düzeltme hareketine sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda özellikle Yen’deki olası bir değer artışını tetikleyebileceğini düşünüyoruz.
Bu sabah ise Asya piyasalarında karışık görüntü hakim. Gün içinde makro tarafta ABD ÜFE verisini (beklenti:%+0.2 önceki:%+0.5), İngiltere enflasyan ve istihdam raporunu takip ediyoruz. ABD’de açıklanan makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri buna paralel de ABD faizlerindeki seyri izlemeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda Nisan ayı tarım dışı istihdam rakamı gibi son açıklanan birçok makro verinin güçlü sinyaller içerse de enflasyon beklentilerini hareketlendirecek derecede güçlü olmaması ön planda olan en önemli konuydu ve bu doğrultuda da ABD faizlerinin geri çekildiğini görmüştük. Ancak daha önce de dikkat çektiğimiz gibi ABD’de enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli gündem maddesi olmasa bile, yavaş yavaş daha fazla konuşulacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda beklentileri aşan Mart ayı enflasyon rakamı sonrasında Perşembe günü açıklanacak Nisan ayı enflasyon rakamından gelecek sinyaller piyasalar geneli için önemli olabilir.
Hatırlatmak gerekirse geçtiğimiz hafta FED Başkanı Yellen’ın açıklamaları güvercince yönde kalmaya devam ederken,  ECB Başkanı Draghi’nin açıklamaları ön plandaydı. Draghi’nin gerekirse Haziran ayında adım atılabilir yönündeki ifadeleri ile birlkte Haziran ayında faiz indirimine yönelik beklentilerin güçlendiğini görmüştük ve euro değer kaybetmeye devam etmişti. Bu doğrultuda dün Bundesbank’ın ECB’nin gerekirse ek önlem almasına karşı çıkmayacağına dair haberlerin de bu görüntüyü destekler nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. 
Yurtiçinde ise dün cari açık rakamını takip ettik. Cari açık Mart ayında 3.2 milyar dolar ile piyasa beklentilerine (3.3 milyar $) yakın seviyede gerçekleşti (12 aylık cari açık 59.9 milyar dolar seviyesinde)  TCMB Başkanı Başçı’nın önümüzdeki aylarda faiz indirimine sinyal veren, kısacası güvercince ifadeler içeren geçen haftaki açıklamaları en önemli gündem maddesi olmaya devam ederken geçen hafta açıklanan ve piyasa beklentilerinin üzerinde kalan Nisan ayı enflasyon rakamlarının soru işareti yarattığını gördük ki açıklanan rakamlar para politikasında gevşemeye yönelik ciddi sinyaller gelme ihtimalinini azaltabilecek yöndeydi. Baz etkisi nedeniyle önümüzdeki aylarda yıllık manşet TÜFE enflasyonunda çift haneli rakamlar görmemizin olası olduğunu düşünüyoruz.  Yine de TL’nin değer kazanması ile birlikte yüksek enflasyon verisine rağmen piyasada TCMB’den indirim beklentilerinin arttığını görüyoruz. Diğer taraftan MSCI’ın bu gece 00:00’dan sonra yarı yıl endeks güncellemelerini,  ayrıca 10 Haziran’da ise MSCI piyasa endeks revizyonlarını (Güney Kore, Tayvan) açıklayacağını not edelim .

Hiç yorum yok: