14 Nisan 2014 Pazartesi

Piyasalara Bakış


Geçtiğimiz hafta küresel risk barometresi olarak izlenen S&P 500 endeksinin 50 günlük ortalamasını aşağı kırarak satış baskısı altında kaldığını gördük. Mart ayı başlarından itibaren baktığımızda risk algılaması olarak izlenen teknoloji ve küçük ölçekli hisseler satışa öncülük ederken (1 Mart’tan bu yana Nasdaq %6.4, Russell 2000 %5.5 düştü) ABD faizlerindeki geri çekilme ile uyumlu olarak defansif/temettü ödeyen  sektörlerdeki alımlar ön plandaydı. (XLP Nisan başlarından bugüne %3.15 yükseldi) ), Diğer taraftan özellikle teknoloji hisselerindeki performansın önümüzdeki günlerde genel piyasanın seyri açısından belirleyici olabileceğini belirtelim. Gelişmiş piyasalardan olumlu ayrışan gelişmekte olan piyasalara baktığımızda ise olumlu ayrışmanın devam ettiğini görüyoruz. Nisan ayı başlarında bu yana S&P 500 %3.7 gerilerken,  MSCI GOP endeksi %1.46 yükseldi. Aynı dönemde MSCI Türkiye’nin ise dolar bazında %3.75 yükseldiğini gördük.

Büyük resimde ABD faizlerindeki seyir ile birlikte Çin ekonomisindeki gelişmeler ön planda yer alan ana makro konular olmaya devam ediyor. Ayrıca 25 Mayıs Ukrayna seçimleri yaklaşırken, Ukrayna- Rusya endişelerinin tekrar ön plana gelme olasılığının önemli risk unsurlarından biri olduğunu hatırlatalım. Bu doğrultuda da ABD’de açıklanan makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri izlemeye devam ediyoruz. Piyasa beklentilerini aşamayan Mart ayı tarım dışı istihdam rakamı başta olmak üzere ABD’de son açıklanan veriler geneli itibariyle toparlanmanın devamı yönünde işaretler içerse de özellikle enflasyon beklentilerini hareketlendirecek derecede güçlü seviyede değildi.  Diğer taraftan tarım dışı istihdam için öncü göstergelerden biri olan haftalık işsizlik maaşı başvurularına baktığımızda geçen hafta açıklanan rakamlar son yedi yılın en düşük seviyesine işaret ediyordu ve her ne kadar yüksek oynaklık gösterebilen bir veri olsa da Nisan ayının ilk haftasına yönelik şu aşamada pozitif içerikte sinyaller içerdiğini söyleyebiliriz.
Kısacası makro verilerin ABD faizlerine etkisini izlemeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda da tüketici davranışlarına yönelik sinyalleri aradığımız perakende satışlar ve Nisan ayı tüketici güven endeksleri gibi makro verilerden gelebilecek sinyaller oldukça önemli olacak. Bugün açıklanacak perakende satışlar verisinde manşet rakamda oynaklık gösterebilen taşıt satışlarındaki artışın etkisiyle güçlü artış beklentisi hakim.  Ancak oto ve benzin hariç satış rakamlarının daha net sinyal verebileceğini belirtmekte fayda var.  Ayrıca haftanın bir diğer önemli verisi ise TÜFE rakamı olacak. Her ne kadar beklentiler ılmlı yönde olsa da dikkat çekebilir.
Bu hafta genelinde euro bölgesi Nisan ayı enflasyon, İngiltere enflasyon ve işsizlik oranı, Çin’de 1Ç büyüme rakamı (yavaşlama bekleniyor), sanayi üretimi ve perakende satışlar, Hindistan enflasyon verisi ve ABD FED Beige Book raporu takip edilecek diğer önemli makro veriler olarak sıralayabiliriz
Yaklaşık bir haftadır ifade ettiğimiz gibi geçen Cuma gününden bu yana faizlerin gerilemiş olmasına rağmen hisse senedi volatilitesinin artmış olması bizce dikkat çekici olmaya devam ediyor. Hisse senedi volatilitesi henüz gelişmekte olan ülkeleri etkilemiş değil ki bunda bono ve kur volatilitelerinin düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor olması etkili. Dolayısıyla bu iki aktif grubundaki volatilitelerin gelişimini takip etmek gerekiyor.

Hiç yorum yok: