13 Mayıs 2014 Salı

Piyasalara Bakış


Dün ABD hisse senetlerinin yeni rekor seviyelere ulaştığını gördük. Dow Jones sanayi endeksi %0.68 yükselişle 16.695 ile yeni rekor seviyede günü tamamlarken, küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi %0.97 yükselişle 1896 seviyesinden günü tamamladı. Bir süredir S&P 500’den göreceli olarak kötü performe eden teknoloji hisseleri ve küçük ölçekli hisselerdeki toparlanmanın bu yükselişe öncülük ettiğini gördük ve bu doğrultuda bu iki sektördeki seyrin piyasa geneli için de belirleyici olabileceğini belirtelim. Ki ABD hisse senetlerinde tepe formasyonu oluşup oluşmadığını izliyoruz.

Gelişmekte olan piyasalara baktığımızda ise MSCI GOP endeksinin dün dolar bazında %0.88, MSCI Türkiye endeksinin ise %0.7 yükseldiğini takip ettik. Bir süredir ifade ettiğimiz gibi küresel piyasa ortamı gelişmekte olan ülkeler lehine olmaya devam ediyor . Hisse senedi piyasalarında MSCI GOP endeksinin ABD faizlerindeki geri çekilme ile nispeten daha olumlu performans göstermeye devam ettiğini görüyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük seyretmeye devam etmesi bu görünüme destek oluyor. Fakat küresel döviz volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük seviyeye gerilemiş olması burda çok fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir volatilite artışına karşı tedbirli olunması gerektirdiğini düşündürüyor. Böyle bir olası volatilite artışının diğer varlık sınıflarında da bir düzeltme hareketine sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda özellikle Yen’deki olası bir değer artışını tetikleyebileceğini düşünüyoruz. Diğer taraftan bir süredir 2.60-2.80 bandında hareket eden ABD 10 yıllık faizlerindeki toparlanmayı not edelim.
Bu sabah Asya piyasalarında da olumlu görünümün hakim olduğunu söyleyebiliriz. Japonya Borsası %2 civarı artıda. Gelişmekte olan Asya piyasalarında ise Çin’de açıklanan makro veriler dikkat çekiyor. Bugün yurtiçinde cari açık verisi ile birlikte yurtdışında ABD perakende satışlar, Almanya ZEW anketini takip ediyoruz. Hafta genelinde ise ABD Nisan ayı enflasyon rakamları odak noktasında olacak.  Ayrıca euro bölgesinde büyüme ve enflasyon rakamları (Draghi açıklamaları sonrası önemi daha da arttı), Japonya büyüme verisi takip edilecek önemli makro veriler olarak sıralayabiliriz
Hatırlatmak gerekirse geçtiğimiz hafta FED Başkanı Yellen’ın açıklamaları güvercince yönde kalmaya devam ederken,  ECB Başkanı Draghi’nin açıklamaları ön plandaydı. Draghi’nin gerekirse Haziran ayında adım atılabilir yönündeki ifadeleri ile birlkte Haziran ayında faiz indirimine yönelik beklentilerin güçlendiğini gördük ve euro değer kaybetmeye devam etti. Makro tarafta ise 26.000 kişi düşüşle 319.000’e gerileyen ve istihdama yönelik pozitif sinyaller üretmeye devam eden haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisi ön plandaydı. Ki hatırlatmak gerekirse ABD’de açıklanan makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri buna paralel de ABD faizlerindeki seyri izlemeye devam ediyoruz. ABD’de enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli gündem maddesi olmasa bile, yavaş yavaş daha fazla konuşulacağını düşündüğümüzü bir süredir belirtiyoruz. Ki beklentileri aşan Mart ayı enflasyon rakamı başta olmak üzere perakende satışlar, ISM imalat,  dayanıklı tüketim mal siparişleri gibi bazı verilerde gördüğümüz güçlü sinyallerin dikkat çekici olduğunu belirtmiştik. Ancak Nisan ayı tarım dışı istihdam rakamı gibi birçok makro verinin güçlü sinyaller içerse de enflasyon beklentilerini hareketlendirecek derecede güçlü olmaması ön planda olan en önemli konuydu. Bu doğrultuda geçen hafta açıklanan birim işgücü maliyeti rakamları bizce dikkat çekiciydi. Birinci çeyrekte işgücü maliyeti %4.2 artışla %2.8 olan beklentilerin üzerinde gerçekleşti. (önceki:%-0.1)
Yurtiçinde ise TCMB Başkanı Başçı’nın önümüzdeki aylarda faiz indirimine sinyal veren, kısacası güvercince ifadeler içeren geçen haftaki açıklamaları en önemli gündem maddesi olmaya devam ederken geçen hafta açıklanan ve piyasa beklentilerinin üzerinde kalan Nisan ayı enflasyon rakamlarının soru işareti yarattığını gördük ki açıklanan rakamlar para politikasında gevşemeye yönelik ciddi sinyaller gelme ihtimalinini azaltabilecek yöndeydi. Baz etkisi nedeniyle önümüzdeki aylarda yıllık manşet TÜFE enflasyonunda çift haneli rakamlar görmemizin olası olduğunu düşünüyoruz.  Yine de TL’nin değer kazanması ile birlikte yüksek enflasyon verisine rağmen piyasada TCMB’den indirim beklentilerinin arttığını görüyoruz.

Hiç yorum yok: