10 Şubat 2014 Pazartesi

Piyasalara Bakış


Cuma günü beklentilerin altında kalan ABD tarım dışı istihdam verisine rağmen aşırı satım bölgesinde bulunan ABD endekslerinde, 200 günlük hareketli ortlamaların üzerinde Perşembe günü ardından Cuma günü de tepki yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. 2013 yılı zirvelerini test eden VIX %11.2 düşerken, küresel risk barometresi olarak izlenen S&P 500 endeksi %1.33 artışla Cuma gününü 1797 seviyesinden tamamladı. Bu doğrultuda bu hafta endekslerdeki kısa vadeli düzeltme sürecinin sona erdiğine dair sinyaller açısından 50 günlük hareketli ortalamaların geçilip geçilmeyeceğini izliyor olacağız. Gelişmekte olan piyasalar tarafında ise döviz kurlarındaki rahatlamanın devam etmesi ile kritik destek seviyelerinden tepki yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. Bu sabah benzer görnünüm Asya piyasalarında da etkili.

Ocak ayı tarım dışı istihdam rakamına bakacak olursak veri Aralık ayında olduğu gibi 113.000 kişi artışla 175-185.000 civarındaki beklentilerin oldukça altında kaldı. Ancak katılım oranındaki artışla birlikte işsizlik oranının düşmeye devam etmesi (%6.7’den %6.6’ya)  temelde istihdamdaki güçlenmenin devam ettiğine dair önemli sinyallerdi.
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru etkili olan tepki yükselişlerinin güçlenip güçlenmeyeceğini izlerken, ISM yeni siparişlerdeki düşüş ve beklentilerin altında kalan tarım dışı istihdam rakamı ardından toparlanmaya yönelik endişelerle birlikte bu hafta FED Başkanı Yellen’ın Senatodaki konuşmasının öneminin daha da arttığını belirtelim. Son bazı zayıf veriler sonrasında açıklamalarındaki güvercince tonlamanın derecesi önemli olabilir. Makro tarafta ise ABD perakende satışlar, tüketici güven endeksi, euro bölgesinde 4Ç büyüme verisi, Çin’de ihracat ve enflasyon rakamları, Hindistan’da enflasyon, sanayi üretimi ve dış ticaret rakamları takip edilecek önemli veriler. Gelişmekte olan ülkelerde faizlerde değişiklik beklenmeyen Endonezya, Kore ve Rusya merkez bankaları toplantıları izlenecek.
Yurtiçinde ise S&P’nin Türkiye’nin görünümünü 'durağan'dan 'negatif'e indirdiğine dair açıklamaları ön planda olduğunu not edelim. S&P kararında iki riske vurgu yapıyor. Türkiye'nin maliye ve para politikalarının dış şartların sıkılaşmasına bağlı olarak potansiyel bir sert inişe açık olması ve ayrıca kurumsal kontroller, dengeler ve yönetişim standartlarında öngörülmeyen bir erozyonun yaşanmakta olduğu. S&P açıklamaları diğer iki büyük reyting kuruluşunun da görünüm değişikliğine gidip gitmeyeceğine dair soru işareti yaratsa da Cuma günkü açıklamalar sonrasında TL’de önemli bir değer kaybı yaşanmadığını belirtelim. Yurtiçi piyasalarda ise TL’deki seyir ve Merkez Bankasının politika uygulamaları ön planda olmaya devam ediyor. Bu doğrultuda da gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik algılamaların belirleyici olduğu söylenebilir. 
Aralık ayı başlarından itibaren ifade ettiğimiz gibi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalardaki riskli varlıklara yönelik daha temkinli bir duruşun daha uygun olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Gelişmekte olan ülke döviz kurları ile birlikte Japon Yenindeki gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz..     

Hiç yorum yok: