31 Aralık 2013 Salı

Piyasalara Bakış

Bir süredir ifade ettiğimiz gibi 2014 yılında, başta gelişmekte olan piyasalar olmak üzere, bazı gelişmiş ülke riskli varlıkları üzerinde de olumsuz etkilerini görebileceğimiz, güçlü dolar ve dikleşen verim eğrilerinin de eşlik edeceği, daha yüksek büyüme, daha sınırlı likidite ortamına geçiş olasılığı olduğu görüşündeyiz. Dolayısıyla da 2014 yılı dolardaki güçlenmenin devam edebileceği bir yıl olabilir. Özellikle faiz arttırımının ne zaman başlayacağına yönelik soru işaretleri ile birlikte verim eğrisinde kısa taraftaki seyrin daha ön planda olabileceğini belirtmekte fayda var.
Bu doğrultuda da FED’in Ocak ayında “tapering”’e başlayacağına dair açıklamaları sonrasında ABD piyasalarında özellikle bono piyasalarındaki ve gelişmekte olan ülke piyasalarındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz. Gelişmekte olan piyasalarda bazı ülkelerin para birimlerindeki (örneğin ABD doları karşısında son üç yılın en düşük değerine ulaşan Tayland bahtı) değer kaybı dikkat çekici olmaya devam ediyor. FED’in açıklamaları sonrası önemli direnç seviyelerini test eden ABD 10 yıllık faizi sınırlı yükseliş yönünde tepki verirken, düşük faiz politikasından çıkışa yönelik sinyaller için önümüzdeki dönemde açıklanacak istihdam ve enflasyon verilerinin öneminin daha da arttığını söyleyebiliriz. Buna paralel de ABD’de açıklanacak makro verilerin özellikle kırılgan ve bazı içsel dinamikleri nedeni ile ayrışma olasılığı yüksek olan bazı gelişmekte olan piyasalar için volaltilite yaratma olasılığının daha da yükseldiği söylenebilir.  

FED’in güvercince “tapering” olarak da ifade edilen kararları ve açıklamaları sonrasında, büyüme yönlü fiyatlamalarla yeni rekor seviyeleri gören S&P 500 endeksi, haftaya sınırlı kar satışları ile başladı. Dün endeks %0.02 eksiyle 1841 seviyesinden günü tamamladı. S&P 500 endeksi 2012 sonlarından itibaren etkili olan uzun vadeli yükseliş trendi direnç bölgesini test ederken, son haftaların en düşük seviyelerinden toparlayan VIX endeksindeki %8.83 oranındaki yükselişin ise dikkat çekici olduğunu belirtmekte fayda var. Ayrıca bono volatilitelerindeki artışı da not edelim. G-7 kur volatilitelerinin ise henüz bu eğilime iştirak etmediğini görüyoruz.
Yurtiçinde ise politik gelişmelerle birlikte merkez bankasının politika uygulamaları ön planda olmaya devam ediyor. Dün TL’deki sakinleşme ile birlikte yurtiçi piyasalarda tepki yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. MSCI Türkiye endeksi dün dolar bazında %7.93 yükseldi. MSCI Türkiye endeksi geçen hafta %10.5 düşüş göstererek hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalardan negatif yönde ayrışmıştı ve sert satış baskısı ile 2008 dipleri sonrasındaki uzun vadeli yükselen trend desteğini kırmıştı. Merkez bankasının kurdaki baskıyı hafifletmeye yönelik olarak devam eden döviz satışları ön planda yer alırken, faiz tarafında herhangi bir sürpriz yapıp yapmayacağı merak konusu.
Makro veri tarafında bugün yurtiçinde dış ticaret rakamları, yurtdışında ise ABD’de Chicago PMI rakamları takip edilecek. Hafta genelinde ise yurtiçinde Cuma günü açıklanacak Aralık ayı enflasyon rakamları ile birlikte ABD’de ISM imalat endeksi ön planda olabilir. 

Hiç yorum yok: