24 Ocak 2013 Perşembe

MSCI Endeksleri - Tarih tekerrürden ibaret midir?

MSCI Endeksleri: Tarih tekerrürden ibaret midir?
 
2012 yılını MSCI EMEA endeksine göre (USD bazında) %39 daha iyi performansla kapatan MSCI Türkiye endeksi, 2013 yılında da görece daha iyi performans göstermeye devam ediyor. 22 Ocak 2013 kapanışları itibariyle, MSCI EMEA endeksinin yılbaşından beri getirisi sadece %0,5 olurken, MSCI Türkiye endeksinin aynı dönemdeki getirisi %10,6 oldu. Böylece MSCI Türkiye endeksinin EMEA endeksine göre 2012 başından beri göreceli performansı %50’yi aşmış oldu.
 
Başlıkta sorduğumuz soruya dönersek, tarih her zaman tekerrürden ibaret olmayabilir, ama tarihsel analizler, makroekonomik göstergeler ve sermaye piyasalarının yönü konusunda ileriye dönük çıkarımlar yapabilmek adına her zaman kullanılmaktadır. Biz de 2012 başında, IMKB’nin kurulduğu 1986 yılından bu yana, hiçbir zaman üstüste 2 yıl negatif getiri sağlamadığını hatırlatarak, tüm olumsuz beklentilere karşın, IMKB’nin doğru bir zamanlama ile 2012’de önemi fırsatlar sunabileceğini belirtmiştik (buna ilişkin grafiği raporun sonunda görebilirsiniz). Bu yıl (gene tarihin her zaman tekerrürden ibaret olmadığı gerçeğini de aklımızın bir kenarında tutarak), MSCI endekslerini kullanarak, IMKB’nin yıllar itibariyle dünya borsalarına göreceli performanslarından benzer bir çıkarım yapmaya çalışıyoruz. Bu çalışma MSCI Türkiye endeksinin bir süre sonra örneğin MSCI EMEA endeksine göre negatif ayrışmaya geçebileceğine işaret ediyor.
 

Aşağıdaki tablo ve grafiklerden de görüldüğü üzere, Türkiye hisse senedi piyasası son yıllarda (2004 yılından sonra) dünya borsalarına paralel değil, kendine özgü bir performans sergiliyor, performansı uzun vadede diğer endekslere yakınlaşsa da, dönem içinde pozitif veya negatif ayrışıyor. Rakamlara dökersek, 2005 yılında MSCI Türkiye endeksi MSCI EMEA endeksine göre (USD basında) %12 daha iyi performans gösterdikten sonra, 2006 yılında %25 daha kötü, 2007 yılında %35 daha iyi, 2008 yılında %15 daha kötü, 2009 yılında %17 daha iyi, 2010 yılında %2 daha kötü, 2011 yılında %18 daha kötü ve son olarak 2012 yılında %36 daha iyi performans gösterdi. Burada 2010 yılı performansları paralel gözükse de, o yılın kabaca ilk 10 ayında  Türkiye’nin %21 daha iyi performans gösterdikten sonra, son 2 aydaki düşüşü ile tüm yılı %2 daha kötü performansla kapadığını da belirtmek gerek. Buna göre bir düzeltme yaparsak, MSCI Türkiye endeksinin 2009 başından 2010’un Kasım başlarına kadarki 22 aylık süreçte %42 daha iyi performansının ardından, 2011’in sonuna kadar (14 aylık süreçte) %34 daha kötü performans gösterdiğini söyleyebiliriz.
 
MSCI Endeksleri Getiri Karşılaştırması
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
MSCI Türkiye
51.6%
-9.2%
70.0%
-63.4%
92.0%
18.4%
-36.8%
60.5%
MSCI EM
30.3%
29.2%
36.5%
-54.5%
74.5%
16.4%
-20.4%
15.1%
MSCI EMEA
34.9%
21.4%
25.9%
-56.7%
63.5%
20.9%
-22.6%
17.7%
MSCI Dünya
7.6%
18.0%
7.1%
-42.1%
27.0%
9.6%
-7.6%
13.2%
MSCI Türkiye Endeksinin Bölgesel Endekslere Görece Performansı:
MSCI EM
16.3%
-29.7%
24.6%
-19.6%
10.0%
1.7%
-20.6%
39.4%
MSCI EMEA
12.4%
-25.2%
35.1%
-15.4%
17.4%
-2.1%
-18.4%
36.4%
MSCI Dünya
40.9%
-23.0%
58.8%
-36.8%
51.2%
8.0%
-31.6%
41.8%
Kaynak: Thomson Reuters, Ünlü Portföy
 
Sadece bu tablo ve grafiğe bakarak, buradan Türkiye endeksi 2013 yılında negatif ayrışacak çıkarsaması yapmıyoruz. Ancak, bu tabloyu makro beklentilerimizle de birleştirince, IMKB’nin bir süre sonra (örneğin cari açığın beklentilerden hızlı yükseldiğinin anlaşılmasıyla), daha kötü performans göstermeye başlayabileceğini düşünüyoruz.
 
Zaman içinde makro gerçekleşmeler (veri akışı) olumlu havaya sekte vurabilir. Piyasa beklentilerine paralel, iç talepteki canlanma ile 2013 yılı GSYİH büyümesinin %4,5’a doğru hızlanabileceğini düşünüyoruz. Ancak 3 Ocak’daki enflasyon değerlendirme raporumuzda da detaylı paylaştığımız üzere, TÜFE enflasyonunun yıl içinde yüksek kalmasını ve 2013 yılını da piyasa tahminlerinin üzerinde %7,5-8,0 civarında tamamlamasını bekliyoruz. İç talep canlanmasına bağlı olarak cari açık da önümüzdeki aylarda artış trendinde olacak, özellikle de yılın ikinci yarısında artış hızının piyasa beklentilerinin üzerine çıkabileceğini düşünüyoruz. Yıl sonunda cari açığın 70-72 milyar $ seviyelerinde (GSYİH’nın yaklaşık %8’i) olabileceğini tahmin ediyoruz.
 
Makro veri akışının bu şekilde gerçekleşmesi Moody’s’in kredi notu artışını da zorlaştırabilir. IMKB’de şu anda her şeyin yolunda gittiği, kusursuz bir hikaye fiyatlanıyor. Bu süreçte, Türkiye hikayesinin temel taşını oluşturan “Moody’s’den kredi notu artışının” gecikmesi ya da olumlu global ortam varsayımının bozulması bir kırılım yaratabilir, IMKB’deki görüntüyü tersine çevirebilir.
 
Aşağıda MSCI Türkiye / MSCI EMEA endeksini grafiğe döktük. Buradan da görüldüğü gibi Türkiye endeksi, EMEA endeksine görece olarak, 2010 Kasım’ında ulaştığı zirveye çok yakın bir noktaya ulaştı. Bu grafiğe, oluşturduğumuz hayali MSCI Türkiye / MSCI EMEA endeksinin 2 yıllık hareketli ortalamasını da ekledik. Endeksin dönüş noktalarının yaklaşık olarak “ortalama +/- 2,5 standart sapma” seviyelerine denk geldiği görülüyor. Endeks Kasım ayında bu seviyeye ulaştı ve yaklaşık son 3 aydır bu seviyelerde seyrediyor. Bu da Türkiye’ye ilişkin çok olumlu bir senaryonun fiyatlandığının bir göstergesi. Piyasa bu hikayeye inandığı sürece pozitif ayrışma bir süre daha devam edebilir (endeks ortalama +2,5 standard sapma seviyelerininde, hatta üzerinde kalabilir). Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi, fiyatlanan hikayenin dinamiklerinde bir bozulma ile (şu an uzak bir senaryo gibi görünse de) endeksin yönünü aşağı çevirebileceğini (Türkiye’nin negatif ayrışmaya geçebileceğini) düşünüyoruz.
Ünlü Portföy
   


Hiç yorum yok: