Politika: AB İran’a
petrol ambargosu koyabilir
Yahoo.com haberine göre AB Iran’a petrol
ambargosu koymak üzere. Enerji Bakanı Yıldız ise Tüpraş’in ithalatı için
ABD’den istisna arıyor. Reuters’e göre, Halkbank İran’ın petrol ticaretinde
başrolü oynayan bankalardan biri. Bu sabah Brent 113 doları da kırdı. Obama’nın
bölgede Türkiye ile çok yakın işbirliği göz önüne alınırsa, Tüpraş’a gereken muafiyetin
tanınacağından eminim, ama Halkbank için aynı şeyi söyleyemem. Halkbank’a uyarı çekmek
Ankara’ya İran’la fazla içli-dışlı olmaması için gereken mesajı
verir. İran-Batı gerginliği derhal Türkiye’yi çeşitli kanallardan vurmaya
başladı.
Yakında aynı yansımayı Suriye ve Irak bağlamında da yaşayacağız.
Ama daha acil bir siyasi risk, bu ay sonunda BM nezdinde yapılacak barış
görüşmelerine iki tarafın da katılmayı reddetmesi. KKTC şimdiden
bağımsızlık ilanını tartışıyor. AB’nin güvenlik politikasını Kıbrıs Rum
Kesimi’ne emanet etmesi de yılın ikinci yarısında başlamasını beklediğim kopuş
sürecini erkene alabilir.
Dün Ankara’da sivil-askeri yetkililer arasında çok yoğun bir
ziyaret trafiği vardı. Basın Başbuğ’un gözaltına alınması halinde iki yüksek
rütbeli generalin istifa edeceği haberi ile sarsıldı. Bence TSK yalanlasa da ilk
neden bu. AKP, bir yandan TSK’nın artık tamamen siyasi iradenin kontrolü
altında olduğunu iddia ediyor, ama yargı hiç bir kuvvet komutanının peşini
bırakmıyor. Devlet artık AKP olduğuna göre, elindeki en güçlü kurumun
böyle yıpratılmasına müsaade edecek mi? İkinci neden Fikret Bila’nın GKB
Necdet Özel’le yaptığı röportajda ortaya çıkıyor. TSK Uludere’ye rağmen
kış boyunca PKK ile çarpışacak. O zaman BDP de Kürt tepkisini kaşıyacak.
AKP Ergenekon davasından Kürt sorununa kadar hızla yol ayrımına geliyor,
bu konuda en beğendiğim makale Aslı Aydıntaşbaş’tan.
Küresel Görünüm:
Yine AB korkusu
Yılın ilk çeyreği boyunca İran gerginliğinin tırmanacağı, dolayısı
ile petrol fiyatlarının yüksek seyredeceği artık nerdeyse kesinleşti.
Piyasaların moralini bozan ilk gelişme bu. İkincisi ise tabii AB’de
başlayan kamu borçlanmaları. Alman 10 yıllık ihalesi hiç de iyi geçmedi.
Teklif oranı çok düşüktü. Portekiz’in %4.4’ten 3 ay borçlanması da başarı
sayılıyor. Nasıl başarı bu? Hani AMB’nın 3 yıllık repo fonlaması PIIGS
DİBS eğrisinin kısa ucuna talep getirecekti? Eğer AMB fonlamaya yoluyla
getiriyi 3 aylıkta SADECE %4.5’lara indiriyorsa yetmez, Portekiz seneye yine
iflas sınırına gelir.
UniCredito dün piyasa fiyatına %70 iskontoyla halka arz
yaptı. Diğer Avrupa bankaları aynı cesareti gösterip sermaye bulacak
mı? AMB’da park edilen gecelik fonlar her hafta yeni zirve yapıyor.
AB yeni önlemler almaya mecbur. Aksi halde 2012 boyunca resesyon sürecek.
Bankacılık sistemi baskı altında kalacak. Bir veya daha fazla ülkenin
zorunlu olarak iflası ya da Euro’dan kopması riski her gün fiyatlanacak.
Türkiye Ekonomisi:
Müdahaleye devam
TCMB dün dövize ufak bir müdahale daha yaparken, artık fonlamayı
da %12 düzeyine çekti. Dövize müdahaleye tepki veren yalnız ben değilim.
Genelde TCMB’yi destekleyen iki kurumdan biri olan JP Morgan da bu döviz
satışlarının sürdürülemeyeceğini öne sürüyor.
TCMB’nin stratejisi kısa vadede dövizdeki yangını söndürüp, uzun
süre faizleri %12’de tutarak iç talebi baskılamak. Artan çıktı açığı ile
enflasyonist beklentiler kontrol altına alınınca, dövizde müdahale sona
erecek. Bu çok tehlikeli bir oyun çünkü:
· Brent’in 105 doların
üstünde kaldığı her gün enflasyonist baskılar ve cari açık sorunu derinleşiyor.
· Hükümet harcamakta
ısrarlı, Aralık’ta bütçe açığı 12-15 milyar TL artacak.
· Bir ankete göre özel sektörde
ortalama ücret artışı %7.5. Artık enflasyonun temel girdisi olan ücret
zamları %7.5-10 enflasyonu yapısallaştırıyor.
Bu enflasyonist ivmeye %12 faiz yetmez. Ya %12 faiz ve
aralıksız müdahale, ya da daha yüksek faiz. İşte sorun burada başlıyor. TCMB
bir 10 milyar daha satarsa (bu tempoyla 1 veya 2 ay), Türkiye ödemeler dengesi
şoku yaşar.
Piyasalar: Ralli
bitiyor
Yılbaşı rallisinde birkaç gün kaldı. Bu akşam ilk işsizlik
başvurularında gerileme, yarın ise güçlü bir Aralık tarım dış istihdam borsalara
biraz daha moral verir. Haftaya ise riskten kaçışın başladığın göreceğiz. Çünkü, büyük AB borçlanmaları
başlıyor.
Türkiye açısından son derece kötümserim. TCMB’nin döviz
satışlarının yol açabileceği felaketi dün sizinle paylaştım. Buna
İran’dan gelen siyasi risk algılamasının yanında şu gerçek de ekleniyor:
Eğer politika faizi artık UZUN SÜRE %12 ise, getir eğrisinin eğimi
ters. Bu F/K’lar çok ama çok yüksek.
Atilla Yeşilada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder