26 Mayıs 2014 Pazartesi

Piyasalara Bakış


Küresel risk barometresi olarak da izlenen ve zirve seviyelerinden kar satışları ile geri çekilen S&P 500 endeksinin geçtiğimiz haftayı %1.21 yükselişle tamamladığını gördük. Görece daha kötü performe eden küçük ölçekli hisselerdeki toparlanma (örn Russell 2000, 200 günlük ortalamasının üzerinde kapanış yaptı) piyasa genelindeki stabilizasyona da destek olurken, Mayıs ayı başlarındaki görece zayıf performansı ile soru işreti yaratan teknoloji endeksi Nasdaq ise Mayıs zirvelerinin üzerine çıkarak 50 günlük ortalamasının üzerinde kapanış yaparak olumlu görünüme destek oldu. Gelişmekte olan piyasalarda ise Asya ve Avrupa öncülüğündeki yükselişlerle MSCI GOP endeksinin haftayı dolar bazında %1.06 artıda tamamladığını gördük. MSCI Türkiye ise dolar bazında %5.09 yükseldi. Ancak Latin Amerika’daki kar satışları (örn Brezilya borsası  %2.95 ekside haftayı kapattı) dikkat çekiciydi.


Hatırlatmak gerekirse gelişmiş ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük seyretmeye devam etmesi,  ABD faizlerindeki geri çekilme ve ECB ve BOJ’dan ek adım beklentisi bu pozitif resme destek olan ana faktörler. Ancak küresel döviz volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük seviyeye gerilemiş olması burda çok fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir volatilite artışına karşı tedbirli olunması gerektirdiğini düşündürüyor. Böyle bir olası volatilite artışı diğer varlık sınıflarında da bir düzeltme hareketine sebep olabilir.

Diğer taraftan makro tarafa baktığımızda ise FED güvercin yönde kalmaya devam etse de yukarı dönüş sinyalleri veren Nisan ayı enflasyon rakamlarının dikkat çekici olduğunu belirtelim. Mart ayında beklentilerin üzerinde kalarak dikkatleri çeken TÜFE rakamı sonrasında Nisan ayı enflasyon rakamları ile birlikte enflasyonda yukarı yönlü sinyallerin güçlendiğini gördük. Ki bu bizim daha önce de dikkat çektiğimiz gibi ABD’de enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli gündem maddesi olmasa bile, yavaş yavaş daha fazla konuşulacağı yönündeki görüşlerimizle uyumlu yönde. Diğer taraftan ECB Başkanı Draghi’nin gerekirse Haziran ayında adım atılabilir yönündeki ifadeleri ile birlkte Haziran ayında faiz indirimine yönelik güçlenen beklentiler piyasalardaki en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. 5 Haziran ECB toplantısı odak noktasında.

Bu hafta makro tarafta ABD Nisan ayı dayanıklı tüketim mal siparişleri, Mayıs ayı tüketici güven endeksi, aşağı yönde revize edilmesi beklenen 1Ç büyüme rakamı ve baz etkisi nedeni ile belirgin yükseliş görebileceğimiz çekirdek PCE rakamı ön planda olacak. Ayrıca Japonya’da Nisan ayında başlayan vergi artışı sonrası ekonomik aktivite üzerine olumsuz etkilerini teyit edebilecek nitelikteki sanayi üretimi verisi ve ayrıca enflasyon rakamı, gelişmekte olan piyasalarda ise Çarşamba günü açıklanacak Brezilya Merkez Bankası faiz toplantısını (değişiklik beklenmiyor) takip ediyoruz. Yurtiçinde ise Pazartesi ve Salı günü Hazine ihaleleri, Tüketici Güven Endeksi ve Cuma günü dış ticaret verileri açıklanıyor.
Cuma günü TCMB ortalama fonlama maliyeti %9.75’e gerilerken (Perşembe %10), geçtiğimiz hafta TCMB’nin faiz indirimi (haftalık repo oranını 50 baz puan indirimle %9.50’ye çekti) ve açıklamaları sonrasında para politikası ile ilgili soru işaretlerin ve tartışmaların artabileceğine dair görüşlerimizi paylaşmıştık. Nitekim Cuma günü Fitch’den gelen açıklamalar bu görünümü destekler nitelikteydi. Fitch’in faiz indiriminin karışık mesajlar verdiği ve  riskleri ön plana çıkardığına dair ve ayrıca kredilerde büyümenin yeniden başlamasının not indirimi için negatif olabileceği yönündeki  ifadeleri ön planda. 

Hiç yorum yok: