28 Nisan 2014 Pazartesi

Piyasalara Bakış


14 Nisan sonrasında etkili olan tepki yükselişleri sonrasında geçtiğimiz hafta gelişmiş ve gelişmekte olan piyasaların satış baskısı altında kaldığını gördük. Cuma günü küresel risk barometresi olarak izlenen S&P 500 endeksi %0.81 ekside günü tamamlarken,  teknoloji endeksi Nasdaq %1.75 düşüşle piyasa genelindeki satış baskısına öncülük etmeye devam etti, VIX %5 yükseldi. 14 Nisan sonrasında 200 günlük ortalamasından  toparlayarak piyasa genelindeki stabilizasyona da destek olan endeks bu yükselişte 4185 ilk önemli direnç bölgesini geçemedi ve aynı zamanda 50 günlük ortalamasının altında kalmış oldu. Önümüzdeki günlerde Nasdaq’daki seyrin piyasa geneli için de belirleyici olabileceğini, endekste bir tepe formasyonu oluşup oluşmadığını izliyoruz.  Gelişmekte olan piyasalara baktığımızda ise CDS spreadlerinde yükselişler görülürken MSCI gelişmekte olan ülke piyasa endeksi haftayı dolar bazında %1.83 ekside, MSCI Türkiye ise %3.32  ekside tamamladı.

Cuma günü ABD’deki satışlar ardından bu sabaha baktığımızda  Asya piyasalarının da satış baskısı altında kaldığını görüyoruz Japonya Borsası şu saatlerde %1.2 ekside, Asya gelişmekte olan piyasalar ise Çin (%-1.3) öncülüğünde satış baskısı altında. Bu hafta 30 Nisan FED FOMC toplantısı odak noktasında ve hafta genelinde makro veri akışı yoğun, önemli makro veriler açıklanıyor. Cuma günü açıklanacak ABD istihdam verisi başta olmak üzere ISM imalat, 1Ç büyüme , euro bölgesinde  Nisan ayı flash HICP enflasyon, Çin resmi PMI imalat endeksi takip edilecek önemli makro veriler.  Ayrıca gelişmekte olan piyasalarda Güney Kore iharacat rakamı, Tayvan öncü 1Ç büyüme ve Endonezya Nisan enflasyon rakamı açıklanıyor. Diğer taraftan FED toplantısı ile birlikte geçtiğimiz hafta açıklanan ve yukarı yönlü baskıların hafiflemeye devam ettiğine yönelik sinyallerin ön planda olduğu enflasyon rakamları sonrasında BOJ toplantısı da haftanın önemli gündem maddelerinden biri olabilir.
Makro tarafta ABD’de açıklanan makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri bu doğrultuda da ABD faizlerindeki seyri izlemeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda son açıklanan verilerin geneline baktığımızda beklentileri aşan Mart ayı enflasyon rakamı başta olmak üzere perakende satışlar, Philadelphia FED imalat endeksi ve geçen hafta açıklanan dayankılı tüketim mal siparişlerinde gördüğümüz güçlü sinyaller dikkat çekici. Nitekim veriler sonrasında ABD faizlerinde yükselişler görmüştük. Ayrıca Mart ayı enflasyon verisi ile birlikte enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli gündem maddesi olmasa bile, yavaş yavaş daha fazla konuşulacağını düşündüğümüzü hatırlatalım. Kısacası bu hafta FED’den ve açıklanacak verilerden gelecek sinyaller önemli.   
Yurtiçinde ise geçtiğimiz hafta Merkez Bankasının PPK kararları ön plandaydı.  TCMB beklentimize paralel yönde faizlerde değişilkiliğe gitmedi. Her ne kadar piyasa beklenti anketlerinde faiz indirimi beklentisi az idiyse de 2 yıllık benchmark bono dahil bazı piyasa fiyatlamaları piyasanın kısmen de olsa faiz indirimi beklentisi içine girdiğini düşündürüyordu. Diğer taraftan Merkez Bankasının geç likidite penceresi  borç verme faiz oranını %15’ten %13.5’e indirmiş olması ve  “son dönemde azalan belirsizlikler ve risk primi göstergelerindeki kısmi iyileşme, gerektiğinde likidite politikası yoluyla ilave bir sıkılaşmaya duyulabilecek ihtiyacı azaltmıştır. Bu nedenle Kurul, geç likidite penceresi borç verme faiz oranında teknik bir indirime gidilmesine karar vermiştir.” ifadesi ise bizce ilginç idi. Banka aynı zamanda enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir ifadesini devam ettirdi.
Bugün ABD’ de devam eden konut satışarı, Dallas FED imalat endeksi, yurtiçinde tüketici güven endeksi verilerini takip ediyoruz.

Hiç yorum yok: