Cuma
günü beklentilerin altında kalan ABD tarım dışı istihdam verisine rağmen aşırı
satım bölgesinde bulunan ABD endekslerinde, 200 günlük hareketli ortlamaların
üzerinde Perşembe günü ardından Cuma günü de tepki yükselişlerinin etkili
olduğunu gördük. 2013 yılı zirvelerini test eden VIX %11.2 düşerken, küresel
risk barometresi olarak izlenen S&P 500 endeksi %1.33 artışla Cuma gününü 1797 seviyesinden tamamladı. Bu doğrultuda bu
hafta endekslerdeki kısa vadeli düzeltme sürecinin sona erdiğine dair sinyaller
açısından 50 günlük hareketli ortalamaların geçilip geçilmeyeceğini izliyor
olacağız. Gelişmekte olan piyasalar tarafında ise döviz kurlarındaki
rahatlamanın devam etmesi ile kritik destek seviyelerinden tepki
yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. Bu sabah benzer görnünüm Asya
piyasalarında da etkili.
Ocak
ayı tarım dışı istihdam rakamına bakacak olursak veri Aralık ayında olduğu gibi
113.000 kişi artışla 175-185.000 civarındaki beklentilerin oldukça altında
kaldı. Ancak katılım oranındaki artışla birlikte işsizlik oranının düşmeye
devam etmesi (%6.7’den %6.6’ya) temelde istihdamdaki güçlenmenin devam
ettiğine dair önemli sinyallerdi.
Geçtiğimiz
hafta sonuna doğru etkili olan tepki yükselişlerinin güçlenip güçlenmeyeceğini
izlerken, ISM yeni siparişlerdeki düşüş ve beklentilerin altında kalan tarım
dışı istihdam rakamı ardından toparlanmaya yönelik endişelerle birlikte bu
hafta FED Başkanı Yellen’ın Senatodaki konuşmasının öneminin daha da arttığını
belirtelim. Son bazı zayıf veriler sonrasında açıklamalarındaki güvercince
tonlamanın derecesi önemli olabilir. Makro tarafta ise ABD perakende satışlar,
tüketici güven endeksi, euro bölgesinde 4Ç büyüme verisi, Çin’de ihracat ve
enflasyon rakamları, Hindistan’da enflasyon, sanayi üretimi ve dış ticaret rakamları
takip edilecek önemli veriler. Gelişmekte olan ülkelerde faizlerde değişiklik
beklenmeyen Endonezya, Kore ve Rusya merkez bankaları toplantıları izlenecek.
Yurtiçinde
ise S&P’nin Türkiye’nin görünümünü 'durağan'dan 'negatif'e indirdiğine dair
açıklamaları ön planda olduğunu not edelim. S&P kararında iki riske vurgu
yapıyor. Türkiye'nin maliye ve para politikalarının dış şartların sıkılaşmasına
bağlı olarak potansiyel bir sert inişe açık olması ve ayrıca kurumsal
kontroller, dengeler ve yönetişim standartlarında öngörülmeyen bir erozyonun
yaşanmakta olduğu. S&P açıklamaları diğer iki büyük reyting kuruluşunun da
görünüm değişikliğine gidip gitmeyeceğine dair soru işareti yaratsa da Cuma
günkü açıklamalar sonrasında TL’de önemli bir değer kaybı yaşanmadığını
belirtelim. Yurtiçi piyasalarda ise TL’deki seyir ve Merkez Bankasının politika
uygulamaları ön planda olmaya devam ediyor. Bu doğrultuda da gelişmekte olan
ülke piyasalarına yönelik algılamaların belirleyici olduğu söylenebilir.
Aralık
ayı başlarından itibaren ifade ettiğimiz gibi hem gelişmiş hem de gelişmekte
olan piyasalardaki riskli varlıklara yönelik daha temkinli bir duruşun daha
uygun olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Gelişmekte olan ülke döviz
kurları ile birlikte Japon Yenindeki gelişmeleri izlemeye devam
ediyoruz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder