Kısa
bir dünya turu yapalım ve neler oluyor göz atalım. Japonya'da enflasyon sabit
ama tüketim ve firma operasyonları zayıf ve zayıflamaya devam ediyor. Perakende
satışlar 0,5% gerilerken, ortalama reel ücret düştüğünden dolayı hane halkı
harcamaları %5,9 gerileme gösteriyor. Bu hem bütçe performansını hem de 2.tur
vergi artışını zora sokuyor.
Ukrayna-Rusya
hattındaki gerilim devam ediyor. Putin'in dediği gibi Ukrayna sınırında
kaybolmak çok kolay ki, sürekli bir gir-çık durumu var. Hafta sonu AB
zirvesinde Rusya'ya Ukrayna’nın doğusundan çıkmak için 1 hafta süre verildi.
Çekilmediği takdirde ambargoların arttırılacağı ve finans ile enerjiyi de
kapsayacağı belirtilirken, İngiltere'nin Rusya'nın Bankalar arası işlem sistemi
SWIFT'ten çıkarılmasını talep edeceği haberleri durumun ciddiyetini artırdı.
Çünkü
Rusya'yı uluslararası finans sistemine bağlayan temel unsurlardan biri SWIFT
sistemi. Enerji tarafındaki ambargo teknolojik kaynaklı olunca Ruslar buna
Almanlar bize teçhizat satmazsa bizde G.Kore ve Çin'den alırız, Alman
şirketlerin zora düşmesi ile Almanlar uğraşır karşılığını verdi. 4 – 5 Eylül’de
yapılacak NATO Liderler zirvesinde de Ukrayna-Rusya krizini ve Ukrayna'nın
NATO’ya üyelik başvurusu ana gündem. Bu arada dün Putin'in Rusya'nın nükleer
gücüne dikkat çekmesi de hafife alınmamalı.
Ve
Avrupa; Draghi'nin Jakcson Hole'daki açıklamalarıyla Bu Perşembeki toplantıdan
herşey gelir beklentisine girilmesi euro/dolar'ın 1,31'lere gerilemesine,
gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere piyasalarda bahar havasının esmesine
neden olmuştu. Ne de olsa Enflasyon yine beklentiden düşük gelirse daha fazla
adım atarız açıklaması da gelmişti. Fakat cuma günü gelen manşet enflasyon
hedefin çok uzağında ama beklentiler dahilinde geldi. Çekirdek enflasyon ise
%0,8'den %0,9'a yükseldi. Veri geldiğinde paritedeki hareket 30 bps kadar oldu
ki bu da bize euro/dolar'da trendin ve beklentilerin düşüş yönünde olduğunu
gösteriyor.
Çekirdek
enflasyondaki artış sonrası ECB'nin acil bir Varlık alım programı ( özel sektör
tahvil alımı ) ve QE programı
açıklamasının aciliyeti kalmadı ki, Bu da zaten DAX'ın realizasyon
göstermesinden de anlaşılabilir.
Zaten
QE'yi bu toplantıda yine de beklemiyordum çünkü; alt yapısı hazır değil (
hukuki belirsizlik halen devam ediyor) , Almanya hala karşı çıkıyor, TLRTO'nun
sonuçlarını görmeyi bırakın daha kendisi başlamadı, Bankacılık stress sonuçları
gelmedi. Deflasyon sinyallerine set çekmek için mevduat ve refinansman
faizlerinde 10 bps indirim ise cepte.
ABD
tarafında ise işler yolunda hedefe doğru ilerleniyor. Çıkış stratejisinin de
uzun vadeli faizlerin sert yükseliş yaşanmayacağına izin vermeyeceğine güven
tam. 2Ç14'deki %4,2'lik büyümede stokla beraber özel sektör sabit sermaye
yatırımlarını da görüyoruz. 3Ç14'e de güçlü girdiler, Dayanıklı mal
siparişlerindeki artışta tek seferlik boeing siparişlerinin yanında yatırım
tarafındaki artışa dikkat etmek lazım. Doğal olarak yatırım tarafının bu olumlu
seyri istihdam piyasasına da olumlu yansımaya devam edecektir.
Şimdi
içe dönelim. Cumhurbaşkanımızı seçtik,
yeni başbakanı ve kabinesini öğrendik. Süpriz yok. Ekonomi yönetimi
kaldığı yerden devam ediyor. Piyasalar istediğini aldı diyebiliriz. Ama ben
Numan Kurtulmuş'un Başbakan Danışmanları arasında yer almasını önemsiyorum.
Çünkü Numan kurtulmuş ve zeybekçi ikilisi TCMB'nin faiz indirimi yaparak
büyümeye destek vermesini istiyorlar ki artık Numan bey daha aktif bir görevde.
Babacan - Şimşek ikilisi kur ve faiz üzerinden, Kurtulmuş-Zeybekçi ikilisi
ihracat ve yerel sanayiyi güçlendirme derdinde olacaklardır.
TCMB'nin
faiz kararı için ise kısaca ;
enflasyondan korkuyor ve hükümete ithalata izin ver gıda fiyatları
düşsün diyor, bankaların kredi kanalı faizi olan üst bant indirimi içinse
hükümete kötü senaryosundaki oranı
indirsinler işte diyerek topu bankaların sahasına bırakıyor, Cari açıkta
iyileşmeden ise Orta Doğudaki karışıklıktan dolayı metinden çıktığını ve
büyümede %4 hedefinin bence gündemden düştüğünü görüyorum. (Dış ticaret açığından Orta Doğu'daki kaybı
AB telafi etmiş görünüyor ama onun hızında %15'den %11'e gerileme olduğuna
dikkat çekerim ki devam eden süreçte AB büyümesi daha da yavaşlayacak, değerli
dolarla değer kaybeden euro birleşince açığımız bundan olumsuz etkilenecek).
Sonuçta
enflasyon, büyüme, dış denge ya da küresel likidite koşulları gibi faktörler
yerine simetriden indirim yapılmış!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder