Dün ABD’de açıklanan
19 Mart FOMC tutanaklarını takip ettik. Tutanaklar Başkan Yellen’ın 19 Marttaki
şahince ifadeler ( altı ay vurgusu) içeren açıklamalarının aksine güvercince
yöndeydi. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam gibi güçlü yönde sinyaller içermeyen
makro verilerle birlikte geri çekilmeler gördüğümüz ABD bono faizlerinde
tutanaklarla birlikte düşüşün devam ettiğini gördük. Cuma günü yeni zirve
seviyelerinden sert satış baskısı ile geri çekilen ve önceki gün 50 günlük
ortalamalarından toparlayan küresel risk barometresi olarak izlenehann
S&P 500 endeksi ise dün günü %0.9 artışla 1872 seviyesinden tamamladı.
Bu sabaha
baktığımızda ise gelişmiş ve gelişmekte olan Asya piyasalarının şu saatlerde
yatay seyrettiğini görüyoruz. Bu sabah Çin’de açıklanan ihracat ve ithalat
rakamlarının beklentilerin aksine düşüşe işaret etmesi soru işareti yarattı.
Bugün makro tarafta Nisan ayına yönelik ilk sinyalleri göreceğimiz ABD haftalık
işsizlik maaşı başvuruları verisini takip ediyoruz. Haftanın geri kalanında ise
yarın ABD Michigan tüketici güven endeksi ve Çin enflasyon rakamları ön planda
olabilir. Yurtiçinde ise cari açık rakamı ile birlikte Moody’s’in Türkiye
gözden geçirme raporunu izliyoruz.
Büyük resimde ABD
faizlerindeki seyir ile birlikte Çin ekonomisindeki gelişmeler ön planda yer
alan ana makro konular olmaya devam ediyor. Diğer taraftan 25 Mayıs Ukrayna
seçimleri yaklaşırken, Ukrayna- Rusya endişelerinin tekrar ön plana gelme
olasılığının özellikle olumlu ayrışan gelişmekte olan piyasalar açısından
önemli risk unsurlarından biri olduğunu hatırlatalım. Bu doğrultuda son birkaç
gündür Rusya CDS spreadlerindeki artışı izlemekte fayda var.
ABD’de açıklanan
makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri izlediğimizi
hatırlatalım. Cuma günü açıklanan ve piyasa beklentilerini aşamayan tarım dışı
istihdam rakamı başta olmak üzere ABD’de açıklanan veriler geneli itibariyle
toparlanmanın devamı yönünde işaretler içerse de özellikle enflasyon
beklentilerini hareketlendirecek derecede güçlü diildi.
Ancak ABD’den gelen
ekonomik süprizlerin olumsuz olduğu son dönemde dahi fazla gerilemeyen ABD
faizleri ve doların, önümüzdeki dönemde açıklanacak ABD verilerinin güçlü
gelmesi durumunda önemli bir yükseliş gösterebileceğini düşündüğümüzü
belirtelim. Böyle bir durumda geçmişe nazaran daha yüksekte taban yapıyor
izlenimi veren hisse ve bono volatilitelerinde de artış görebiliriz. Cumadan bu
yana faizlerin gerilemiş olmasına rağmen hisse senedi volatilitesinin artmış
olması bizce dikkat çekici. Hisse senedi volatilitesi henüz gelişmekte olan
ülkeleri etkilemiş değil ki bunda bono ve kur volatilitelerinin düşük seviyelerde
kalmaya devam ediyor olması etkili. Dolayısıyla bu iki aktif grubundaki
volatilitelerin gelişimini takip etmek gerekiyor. Bu doğrultuda da önümüzdeki
günlerde tüketici davranışlarına yönelik sinyalleri aradığımız perakende
satışlar ve Nisan ayı tüketici güven endeksleri gibi makro verilerden
gelebilecek sinyallerin önemini hatırlatalım.
Yurtiçinde ise bu hafta TCMB Başkanı Başçı’nın
açıklamaları ön plandaydı. Geçtiğimiz hafta para politikasında gevşemeye
yönelik sinyaller/ sürprizler içermeyen (kısmen şahince) Londra’daki
açıklamalarının aksine bu haftaki açıklamalarının güvercince ifadeler içermesi,
(faiz indirimine açık kapı bırakabilecek), soru işareti yaratıyor. 20 Marttan
bu yana yükselişler gördüğümüz gelişmekte olan piyasalarda dün kar satışlarının
etkili olduğunu gördük. Dün beklentilerin üzerinde kalan Brezilya enflasyon
rakamları dikkat çekti. Güne Asya’da yükselişlerle başlayan MSCI GOP endeksi
Avrupa ve Latin Amerika satışlarıyla birlikte günü %0.33 artıda yatay seviyede
tamamladı. MSCI Türkiye endeksi dün dolar bazında %3.52 geriledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder