Piyasalar
genelinde geçtiğimiz hafta gördüğümüz tepki yükselişleri ardından, FED Başkanı
Yellen’ın bugünkü konuşması öncesinde dün hem gelişmiş hem de gelişmekte olan
piyasaların nispeten sakin bir gün geçirdğini söyleyebiliriz. Beklentilerin
altında kalan tarım dışı istihdam rakamına rağmen aşırı satım bölgesinden tepki
yükselişleri ile toparlayan ABD endekslerinde bu hafta 50 günlük hareketli
ortalamaların geçilip geçilmeyeceğini izliyoruz. S&P 500 endeksi dün %0.16
artışla 1799 seviyesinden günü tamamlarken sınai hisselerindeki baskı ön
plandaydı. Diğer taraftan volatililte endekslerindeki geri çekilmenin sınırlı
da olsa devam ettiğini gördük. Kritik destek seviyelerinden toparlayan MSCI
gelişmekte olan ülke piyasa endeksi dolar bazında %0.19 gerilerken, MSCI
Türkiye endeksindeki %0.84 düşüş dikkat çekiciydi.
Bu
sabah ise Asya piyasalarında Yellen konuşması öncesinde genel olarak olumlu
hava hakim. Japonya Borsasının tatil nedeni ile kapalı olduğunu not
edelim. ISM yeni siparişlerdeki sert düşüş ve beklentilerin altında kalan tarım
dışı istihdam rakamı ardından büyümedeki toparlamaya yönelik soru işaretleri ve
gelişmekte olan piyasalardaki çalkantının yayılma risklerine paralel,
Yellen’ın açıklamalarındaki güvercince tonlamanın derecesi piyasalardaki tepki
yükselişlerinin devamı açısından önemli olacak.
Makro
tarafta ise ABD perakende satışlar, tüketici güven endeksi, euro bölgesinde 4Ç
büyüme verisi, Çin’de ihracat ve enflasyon rakamları, Hindistan’da enflasyon,
sanayi üretimi ve dış ticaret rakamları takip edilecek önemli veriler.
Gelişmekte olan ülkelerde faizlerde değişiklik beklenmeyen Endonezya, Kore ve
Rusya merkez bankaları toplantıları izlenecek.
Yurtiçinde
ise S&P’nin Türkiye’nin görünümünü 'durağan'dan 'negatif'e indirdiğine dair
açıklamaları sonrasında diğer iki büyük reyting kuruluşunun da görünüm
değişikliğine gidip gitmeyeceğine dair soru işaretleri devam ediyor. Bu
doğrultuda TL’deki seyir ve Merkez Bankasının politika uygulamaları en önemli
konu olmaya devam ediyor. Ayrıca gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik
algılamaların da belirleyici olduğunu belirtmekte fayda var. Dün makro tarafta
ise sanayi üretimi rakamını takip ettik. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi
üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %7.1 arttı. Piyasa beklentisi (CNBCE
anketine gore) yıllık %4.8 idi. Düzeltilmiş sanayi üretimi aylık bazda aynı
kaldı. Böyle sanayi üretimi 2013 yılını %3.4’lük artış ile tamamladı. Alt
detaylara baktığımızda ara malları, dayanıklı tüketim ve sermaye malları
imalatının yıllık bazda oldukça yüksek artışlar gösterdiğini ve bunun daha
güçlü ihracat ve yatırım görünümü anlamına gelebileceğini düşünüyoruz. Sanayi
üretim verileri oldukça yüksek oynaklık gösteren bir seri Dolayısıyla
yorumlaması zor veriler. Fakat sanayi üretimi ve başka üretim taraflı verilere
(örneğin Ocak PMI) baktığımızda ekonominin arz tarafının dayanklı olduğunu
düşündürüyor. Öte yandan eldeki bazı veriler (örneğin tüketici güveni gibi)
ekonominin talep tarafında özellikle 2014’te daha zayıf bir talep görüntüsüne
işaret ediyor. Dolayısıyla ekonominin görünümü hakkında önümüzdeki aylarda daha
net bir resmin ortaya çıkması daha mümkün gibi gözüküyor.
Aralık ayı başlarından itibaren ifade ettiğimiz
gibi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalardaki riskli varlıklara yönelik
daha temkinli bir duruşun daha uygun olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz.
Gelişmekte olan ülke döviz kurları ile birlikte Japon Yenindeki gelişmeleri
izlemeye devam ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder