n Ağustos
ayında sanayi üretimi, yıllık bazda %1,3 azalışla beklentilerin tersi yönde
bir değişim gösterdi. Genel piyasa beklentisi ve bizim
beklentimiz üretimin %3,0 artış göstermesi yönündeydi. Yıllık artış
hesaplamasını anketlerle sağlıklı karşılaştırma için mevsim ve takvim
etkisinden arındırılmamış ham veri üzerinden yaptığımızı belirtelim.
Bu şok düşüşü Ağustos ayında fabrikaların kapalı olduğu dönem ve bayram
tatilinin bir araya gelmesinden kaynaklı geçici bir durum olarak görüyoruz.
n TÜİK’in
açıkladığı şekliyle, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinde
yıllık bazda azalış ise %0,1 düzeyinde gerçekleşti.
Bu sonuçlardan sonra, ilk çeyrekte %1,3 düzeyinde ikinci çeyrekte ise %3,2
düzeyinde yıllık artış gösteren sanayi üretiminin, üçüncü çeyreğin ilk iki
ayında %2,5 seviyesine yavaşladığı izleniyor. Bu geri çekilmeye rağmen Eylül
ayı için öncü göstergelerden gelen olumlu sinyalleri dikkate alarak, kredi
faizlerinde gözlenen yükseliş ve tüketici güvenindeki bozulma nedeniyle iç
talep üzerinde oluşan risklere rağmen, yılın ikinci yarısında gerçekleşecek
milli gelir büyümesinin hızı hakkında ümitlerin korunancağını düşünüyoruz. İlk
çeyrekte GSYH yıllık artışı %2,9 ve ikinci çeyrekte %4,4 seviyesinde
gerçekleşerek ilk yarıda %3,7 düzeyinde bir büyüme hızına ulaşılmasını
getirmişti.
n Sanayi
üretiminin ana eğilimi açısından daha önemli olan, mevsimsellikten ve takvim
etkisinden arındırılmış endeks de, bir önceki aya göre %4,0 azalışla önceki
ayda ulaştığı tarihi en yüksek seviyesinden sert bir geri çekilme göstermiş
oldu. İlk çeyrekte önceki çeyreğe göre %1,1 artış
kaydedilirken, ikinci çeyrekte bunun üzerine %1,3 artış daha sağlanmıştı.
n Bugün
açıklanan üretim verisini, üçüncü çeyreğin tamamına ait bazı öncü
göstergelerle (PMI, tüketici ve reel kesim güven endeksi, elektrik üretimi,
ihracat) birlikte ele aldığımızda, finansal piyasalarda yaşanan çalkantının
ekonomik aktiviteye etkisinin gözlendiğini ama korkulduğu kadar olmayacağını
söyleyebiliriz. Özellikle, Eylül ayında, reel kesim güven
endeksi, PMI endeksi ve ihracatta gözlenen belirgin artışlar, Euro Bölgesi
kaynaklı dış talep artışının sürüklediği bir imalat sanayi aktivitesi
hızlanmasına işaret ederek, yılın son çeyreği için de beklentileri olumlu
tarafta tutuyor.
|
Hatırlanacağı gibi, küresel
piyasalarda yaşanan dalgalanmanın yurtiçi faizler ve TL’ye olumsuz
yansımasının, tüketici güveni üzerinde baskı oluşturması ve daha sıkı parasal
koşullara yol açmış olması nedeniyle 2013 yılı büyüme tahminimizi 28 Haziran’da
%3,5’e çekmiştik. Bu tahmin üzerindeki aşağı yönlü risklerin, son gelişmelerle
bir miktar azaldığı söylenebilir. Bu doğrultuda da, bu hafta açıklanması
beklenen Orta Vadeli Program’da büyüme tahminleri için beklenen revizyonların
da sınırlı kalması söz konusu olabilir. Önceki OVP'de bu seneki büyüme %4,
gelecek yıl ise %5 olarak öngörülüyordu.
burgan ytr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder