Geçen haftaki Yunanistan ve
İspanya odaklı sert satışların ardından bu haftaya dış piyasalar genelde
yükselişlerle başladılar. Olumlu başlayan haftaya damgasını vuran haberler; Çin
Başbakanı Wen Jiabao’nun ekonomik büyümeyi desteklemeye odaklanacaklarına
dair açıklamaları ve Çarşamba günü (23 mayıs) toplanacak AB zirvesi
öncesi Alman ve Fransız Maliye Bakanları’nın bir araya gelmeleri oldu.
Almanya ve
Fransız Maliye Bakanları görüşmesinde ortak Euro Tahvil konusu Fransa önerisi
olarak yeniden gündeme geldi. Berlin’de bir araya gelen Almanya Maliye Bakanı
Wolfgang Schaeuble ve Fransa Maliye Bakanı Pierre Moscovici ortak Euro tahvil
konusunu görüştü. Fransa Maliye Bakanı’nın Almanya’nın karşı çıkmasına rağmen
Fransa’nın ortak Euro Tahvilin çikması için uğraşacağını söylemesi;
piyasaların, dün moral bulmasına neden oldu. İtirazi açıklama Alman Maliye
Bakan Yardımcısı Kampeter’den geldi. Kampeter, böyle bir tahvilin çıkması
düzenleme yapması gereken Avrupa ekonomileri üzerindeki baskıyı kaldıracağını
ve yanlış sonuçlar doğuracağını savundu. Doğru söze ne denir? Almanya, Avrupa
ekonomileri içerisinde en iyi durumda iken böyle bir tahvil çıkması durumunda
başa gelebilecekleri diğer ülkelerden çok daha iyi görüyor. Daha doğrusu diğer
liderler de bunu görüyor ama Almanya Hükümeti’nin tuzu daha kuru olduğundan
açıklamalarını daha akılcı yapabiliyor. Diğer ekonomilerin liderleri ise;
siyasi geleceklerinin kaygısıyla sosyolojik yapıyı bozacak ek ekonomik
tedbirler almak yerine; işin kolayına kaçarak, sorunu halının altına süpürmeye
çalışıyor. Bu süpürgecilerin başında da Avrupa borç sorunu içerisinde en büyük
bankacılık riskini taşıyan Fransa geliyor.
Ortak Euro
Tahvil ise; Avrupa’nın en düşüğü olan, Almanya’nın borçlanma maliyetini
artıracağı gibi tahvil sonrası, ekonomiler hakında çıkabilecek spekülasyonlar
durumunda Almanya’yı da sorunun içine çekebilecek bir girdabı yaratabilir. Bu
nedenle ortak Euro Tahvil; oldukça riskli ama kısa vade için de piyasaları
rahatlatabilecek, önemli bir seçenek. Zira bu seçenek ile kısa süreli rahatlama
sırasında ek tedbirler katı bir şekilde alınabilir ve olası risklerin bertaraf
edilmesine gayret gösterebilirse; piyasalar bir süre için, sıkıntıyı daha da
artırmayarak, alınacak tedbirlere müsade edeceğinden; Euro Tahvil başarılı
olabilir.
Dışarıda
böylesi olumlu bir dalga ile Avrupa ve ABD borsa endeksleri %1 yükselişleri
yakalarken, içeride İMKB çok isteksiz ve sıkıcı bir seyir içerisindeydi.
TCMB’nın dünü “istisnai gün” ilan etmesinin etkisi ile TL bir süre değer
kazansa da gün sonuna doğru yeniden değer kaybederken, İMKB dünü %0,7 civarında
düşüşle kapattı. Bu negatif ayrışma doğrusu dün ciddi şekilde kafa
karışıklığına neden oldu. Zira son günlerde yurtdışında hava olumlu iken
yükselemeyen ve dışarısı satış baskısında iken daha sert düşme eğiliminde bir
görüntü sergileyen İMKB; ilk yarım saatle son yarım saat arasında iyice
durgunlaşarak, likidite daralmasının da oluştuğunu gösteriyor. Aslında Aracı
Kuruluşlar Birliği’nin 2011 raporuna göre 50 bin TL üzerindeki bakiyeli portföy
sayısı, 300 bin kişiyi bile bulamayan 70 milyonluk bir ülkenin borsasında;
yabancı yatırımcı ilgisi olmadıkça, likidite oluşmamasına da şaşmamak mı
gerek...?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder