ABD’de
açıklanan makro verilerin toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri bu
doğrultuda da ABD faizlerindeki seyri izlemeye devam ediyoruz. Dün ABD’de
dayanıklı tüketim mal siparişleri ve haftalık işsizlik maaşı başvuruları
verilerini takip ettik. Siparişlerde daha net gösterge olan savunma hariç
rakamlar Bloomberg’e göre %1.5 artış beklentilerine karşı %2.2 artış ile
belirgin yükselişe işaret etti ve yılın ikinci çeyreğine yönelik toparlanmada
hızlanma sinyalleri verdi. Haftalık işsizlik maaşı başvuruları ise 19 Nisan
haftasında 24.000 kişi artışla 329.000’e yükselerek beklentilerin üzerinde
gerçekleşti (beklenti:315.000). Ancak hatırlanacak olursa önceki iki
hafta açıklanan rakamlar Nisan ayına yönelik pozitif sinyaller üretiyordu. Bu
haftaki rakamlarla birlikte dört haftalık ortalamanın sınırlı da olsa
yükseldiğini gördük. Yüksek oynaklık gösterebilen bir veri olsa da haftalık
başvurular tarım dışı istihdam için izlenen öncü verilerinden biri ve şu
aşamada Nisan ayına yönelik güçlü negatif sinyaller üretmediğini
düşünüyoruz.
Kısacası
son açıklanan verilerin geneline baktığımızda beklentileri aşan Mart ayı
enflasyon rakamı başta olmak üzere perakende satışlar, Philadelphia FED imalat
endeksi ve dün açıklanan dayankılı tüketim mal siparişlerinde gördüğümüz güçlü
sinyaller dikkat çekici. Nitekim veriler sonrasında ABD faizlerinde yükselişler
görmüştük. Piyasalar açısından volatilitenin düşük, faizlerin belirli bant
içinde bulunduğunu nispi olarak daha olumlu havanın devam açısından ABD
enflasyonun düşük kalmaya devam etmesinin önemli olduğunu düşünmeye devam
ediyoruz. Ancak geçtiğimiz hafta açıklanan veriler ile birlikte
enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli gündem maddesi olmasa bile, yavaş
yavaş daha fazla konuşulacağını düşünüyoruz.
Piyasalara
baktığımızda geçen hafta başlarından itibaren etkili olan tepki yükselişleri
sonrasında yurtdışı piyasaların kar satışları altında kaldığını gördük. S&P
500 endeksi dün günü %0.17 artıda yatay seviyede tamamladı. 14 Nisan sonrasında
200 günlük ortalamasından toparlayarak piyasa genelindeki stabilizasyona
da destek olan Nasdaq endeksindeki seyrin piyasa geneli için belirleyici
olabileceğini belirtmiştik. Nasdaq hala 50 günlük ortalamasının altında işlem
görüyor ve endekste 4185 seviyesi önemli olabilir. Yeni haftaya Çin öncülüğünde
yatay seviyede başlayan gelişmekte olan piyasalarının ise dün Rusya- Kırım
haber akışının da etkisiyle satış baskısı altında kaldığını gördük. MSCI
Türkiye dün günü %1.06 ekside tamamladı.
Yurtiçinde
dün Merkez Bankasının PPK kararları odak noktasındaydı. TCMB beklentimize
paralel yönde faizlerde değişilkiliğe gitmedi. Her ne kadar piyasa beklenti
anketlerinde faiz indirimi beklentisi az idiyse de 2 yıllık benchmark bono
dahil bazı piyasa fiyatlamaları piyasanın kısmen de olsa faiz indirimi
beklentisi içine girdiğini düşündürüyordu. Diğer taraftan Merkez Bankasının dün
geç likidite penceresi borç verme faiz oranını %15’ten %13.5’e indirmiş
olması ve “son dönemde azalan belirsizlikler ve risk primi
göstergelerindeki kısmi iyileşme, gerektiğinde likidite politikası yoluyla
ilave bir sıkılaşmaya duyulabilecek ihtiyacı azaltmıştır. Bu nedenle Kurul, geç
likidite penceresi borç verme faiz oranında teknik bir indirime gidilmesine
karar vermiştir.” ifadesi ise bizce ilginç idi. Banka aynı zamanda enflasyon
görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı
duruş sürdürülecektir ifadesini devam ettirdi.
Bu
sabah ise Japonya’da açıklanan TÜFE verisinde ise yukarı yönlü baskıların
hafiflemeye devam ettiğine yönelik sinyaller ön planda. Manşet rakam %1.6
(beklenti:%1.6) çekirdek rakam ise %1.3 (beklenti:%1.4) artışa işaret etti.
Nisan ayında devreye giren vergi artışının etkisi önemini korurken,
önümüzdeki hafta Çarşamba günü gerçekleşecek BOJ toplantısının öneminin arttığı
söylenebilinir. Bu sabah Asya piyasalarında zayıf görünüm hakim. Gelişmekte
olan piyasalarda Tayvan ve Güney Kore’deki satış baskısı ön planda. Bugün makro
tarafta ABD Hizmet PMI’ı ve revize Michigan güven endeksini izliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder