5
Haziran ECB toplantısı öncesinde yeni zirve seviyelerini gören gelişmiş ülke
hisse senetlerine baktığımızda küresel risk barometresi olarak da izlenen
S&P 500 endeksi yeni rekor seviyeler gördü. Diğer taraftan Mart sonlarından
itibaren daha olumlu performans gösteren olan gelişmekte olan ülke hisse senedi
piyasalarının gelinen seviyelerde zorlanmaya başladığını görüyoruz.
Haftanın
ve belki de son ayların en önemli makro beklentisi 5 Haziran’da yapılacak
ECB toplantısı. Ana hatlarıyla üç senaryonun sözkonusu olabileceğini
düşünüyoruz. Faiz indirimi, yeni bir LTRO-ABS alımı ve üçüncü olarak da geniş
kapsamlı tahvil alım programı. Bu toplantıda faiz indirimi ve gerkirse diğer
ikisinin de gelebileceğine yönelik sinyallerin verileveileceğini düşünüyoruz.
Dolayısıyla ECB toplantısından piyasalar adına ufak bir hayalkırıklığı
gelebeileceğini düşünüyoruz.
Gelişmiş
ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük seyretmeye devam
etmesi, ABD faizlerindeki geri çekilme ve ECB ve BOJ’dan ek adım
beklentisi Mart ortalarından itibaren etkili olan yükselişlere destek olan ana
faktörler. Ancak küresel döviz volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük
seviyeye gerilemiş olması burda çok fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir
volatilite artışına karşı tedbirli olunması gerektirdiğini düşündürüyor. Bu
bağlamda kur ve hisse senedi volatiliteleri düşük kalmaya devam ederken, bono
volatilitelerinin arttığını görüyoruz. Dün sabahki yorumumuzda da değindiğimiz
gibi: “Ayrıca gelişmekte olan ülke döviz kurlarında birkaç gündür yaşanan satış
baskısı bizce yakından izlenmeli.”
Daha
orta ve uzun vadeye beaktığımızda ise ABD’de enflasyonun önümüzdeki dönemde,
yavaş yavaş daha fazla konuşulacağını ve zaman içinde piyasalar açıaından en
önemli gündem maddesi haline geleceğini düşünmeye devam ediyoruz.
Yurtiçinde
TL’deki seyir ve TCMB’nin para politikası, önceki haftaki faiz indirimi
sonrasında (haftalık repo oranını 50 baz puan indirimle %9.50’ye çekti), faiz
indirimlerine devam edip etmeyeceği ön planda olan ana konular olmaya devam
ediyor. 24 Haziran TCMB PPK toplantısı öncesinde TCMB ortalama fonlama
maliyetinin gerilemeye devam ederek dün de %9.50’ye kadar geldiğini not
ediyoruz.
Dün
açıklanan verilere göre, Mayıs ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık %0.4
arttı. Geçen ayların aksine manşet enflasyondaki artış piyasa beklenti
ortalaması olan %0.5’in altında oldu. Böylece TÜFE’deki yıllık artış Nisan
ayındaki %9.38 seviyesinden (Mart’ta %8.39 idi) %9.7’ye yükselmiş oldu.
Yıllık manşet TÜFE için bu seviyenin tepe olması ve yıllık enflasyonun yıl sonuna
kadar %8’ler civarına gerilemesi olası.
Detaylara
baktığımızda, önceki iki ayın aksine, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki aylık
%1,4’lük düşüşün manşet enflasyonun beklentilerden iyi gelmesinde önemli rol
oynadığını görüyoruz. Diğer ana harcama gruplarına baktığımızda Mayıs ayında
lokanta ve otellerde %1,11, eğitimde %0,99, sağlıkta %0,98, çeşitli mal ve
hizmetlerde %0,49 artış gerçekleştiğini görüyoruz. Öte yandan . gıda ve
alkolsüz içeceklerde %1.35, ulaştırmada %0,50, ev eşyasında %0,16,
alkollü içecekler ve tütünde %0,15, haberleşmede ise %0,11 düşüş
gerçekleştiğini görüyoruz.
Özel
kapsamlı TÜFE göstergelerinde ise biri hariç (A) tüm endekslerde yıllık bazda
artış var. Hatırlatmak gerekirse, bundan önceki üç ayda dokuz göstergenin
dokuzunda da yıllk artış vardı.
Bu sabah Moody's reyting şirketinin 11 Türk
bankasının kredi notlarında değişikliğe gitmesi haberinin piyasada kısa vadede
sınırlı olumsuz bir etkisi olabileceğini düşünüyoruz. Dün sabahki yorumumuzda
da değindiğimiz gibi: “Ayrıca gelişmekte olan ülke döviz kurlarında birkaç
gündür yaşanan satış baskısı bizce yakından izlenmeli.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder