Dün ABD hisse
senetlerinin yeni rekor seviyelere ulaştığını gördük. Dow Jones sanayi endeksi
%0.68 yükselişle 16.695 ile yeni rekor seviyede günü tamamlarken, küresel risk
barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi %0.97 yükselişle 1896
seviyesinden günü tamamladı. Bir süredir S&P 500’den göreceli olarak kötü
performe eden teknoloji hisseleri ve küçük ölçekli hisselerdeki toparlanmanın
bu yükselişe öncülük ettiğini gördük ve bu doğrultuda bu iki sektördeki seyrin
piyasa geneli için de belirleyici olabileceğini belirtelim. Ki ABD hisse
senetlerinde tepe formasyonu oluşup oluşmadığını izliyoruz.
Gelişmekte olan
piyasalara baktığımızda ise MSCI GOP endeksinin dün dolar bazında %0.88, MSCI
Türkiye endeksinin ise %0.7 yükseldiğini takip ettik. Bir süredir ifade
ettiğimiz gibi küresel piyasa ortamı gelişmekte olan ülkeler lehine olmaya
devam ediyor . Hisse senedi piyasalarında MSCI GOP endeksinin ABD faizlerindeki
geri çekilme ile nispeten daha olumlu performans göstermeye devam ettiğini
görüyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke döviz volatilitelerinin düşük
seyretmeye devam etmesi bu görünüme destek oluyor. Fakat küresel döviz
volatilitesinin 2007 yazından beri en düşük seviyeye gerilemiş olması burda çok
fazla marj kalmadığını ve potansiyel bir volatilite artışına karşı tedbirli
olunması gerektirdiğini düşündürüyor. Böyle bir olası volatilite artışının
diğer varlık sınıflarında da bir düzeltme hareketine sebep olabileceğini
düşünüyoruz. Bu bağlamda özellikle Yen’deki olası bir değer artışını
tetikleyebileceğini düşünüyoruz. Diğer taraftan bir süredir 2.60-2.80 bandında
hareket eden ABD 10 yıllık faizlerindeki toparlanmayı not edelim.
Bu sabah Asya
piyasalarında da olumlu görünümün hakim olduğunu söyleyebiliriz. Japonya
Borsası %2 civarı artıda. Gelişmekte olan Asya piyasalarında ise Çin’de
açıklanan makro veriler dikkat çekiyor. Bugün yurtiçinde cari açık verisi ile
birlikte yurtdışında ABD perakende satışlar, Almanya ZEW anketini takip
ediyoruz. Hafta genelinde ise ABD Nisan ayı enflasyon rakamları odak noktasında
olacak. Ayrıca euro bölgesinde büyüme ve enflasyon rakamları (Draghi
açıklamaları sonrası önemi daha da arttı), Japonya büyüme verisi takip edilecek
önemli makro veriler olarak sıralayabiliriz
Hatırlatmak gerekirse
geçtiğimiz hafta FED Başkanı Yellen’ın açıklamaları güvercince yönde kalmaya
devam ederken, ECB Başkanı Draghi’nin açıklamaları ön plandaydı.
Draghi’nin gerekirse Haziran ayında adım atılabilir yönündeki ifadeleri ile
birlkte Haziran ayında faiz indirimine yönelik beklentilerin güçlendiğini
gördük ve euro değer kaybetmeye devam etti. Makro
tarafta ise 26.000 kişi düşüşle 319.000’e gerileyen ve istihdama yönelik
pozitif sinyaller üretmeye devam eden haftalık işsizlik maaşı başvuruları
verisi ön plandaydı. Ki hatırlatmak gerekirse ABD’de açıklanan makro verilerin
toparlanmanın hızı konusunda vereceği sinyalleri buna paralel de ABD faizlerindeki
seyri izlemeye devam ediyoruz. ABD’de enflasyonun önümüzdeki dönemde, en önemli
gündem maddesi olmasa bile, yavaş yavaş daha fazla konuşulacağını düşündüğümüzü
bir süredir belirtiyoruz. Ki beklentileri aşan Mart ayı enflasyon rakamı başta
olmak üzere perakende satışlar, ISM imalat, dayanıklı tüketim mal
siparişleri gibi bazı verilerde gördüğümüz güçlü sinyallerin dikkat çekici
olduğunu belirtmiştik. Ancak Nisan ayı tarım dışı istihdam rakamı gibi birçok
makro verinin güçlü sinyaller içerse de enflasyon beklentilerini
hareketlendirecek derecede güçlü olmaması ön planda olan en önemli konuydu. Bu
doğrultuda geçen hafta açıklanan birim işgücü maliyeti rakamları bizce dikkat
çekiciydi. Birinci çeyrekte işgücü maliyeti %4.2 artışla %2.8 olan beklentilerin
üzerinde gerçekleşti. (önceki:%-0.1)
Yurtiçinde ise TCMB Başkanı Başçı’nın önümüzdeki
aylarda faiz indirimine sinyal veren, kısacası güvercince ifadeler içeren geçen
haftaki açıklamaları en önemli gündem maddesi olmaya devam ederken geçen hafta
açıklanan ve piyasa beklentilerinin üzerinde kalan Nisan ayı enflasyon
rakamlarının soru işareti yarattığını gördük ki açıklanan rakamlar para
politikasında gevşemeye yönelik ciddi sinyaller gelme ihtimalinini
azaltabilecek yöndeydi. Baz etkisi nedeniyle önümüzdeki aylarda yıllık manşet
TÜFE enflasyonunda çift haneli rakamlar görmemizin olası olduğunu
düşünüyoruz. Yine de TL’nin değer kazanması ile birlikte yüksek enflasyon
verisine rağmen piyasada TCMB’den indirim beklentilerinin arttığını görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder