Bu
haftanın odak noktasında 19 Haziran’daki ABD Merkez Bankası FED’in faiz
toplantısı ve sonrasında da FED Başkanı Bernanke’nin açıklamaları var.
Büyük resimde temelde FED’in parasal genişlemeden çıkışı konuşuyor olması ile
birlikte ECB Başkanı Draghi ve BOJ Başkanı Kuroda’nın son açıklamalarının
global merkez bankalarının likiditede kısıntıya gidebilme olasılığını ortaya
çıkardığı görülüyor. Ve bu da piyasalar genelinde soru işaretlerine neden
oluyor.
İfade
ettiğimiz gibi FED’in bu haftaki toplantısında çıkış stratejisinde zamanlama
sinyali vereceğine yönelik beklentiler hakim. Geçtiğimiz hafta Wall Street
Journal’dan Jon Hilsenrath’ın, FED Başkanı Bernanke’nin bu haftaki toplantıda
piyasada oluşan kısa vadeli faiz artırımı beklentilerinde zamanlamaya yönelik
endişeleri sakinleştirecek yönde sinyaller verebileceğine yönelik ifadeleri
dikkat çekiciydi. Bernanke bir süredir varlık alım programında ayarlamaya
gidilmesinin FED’in daha erken bir zamanda kısa vadeli faizlerde artışa
gideceği anlamına gelmediğine vurgu yapıyor ancak piyasada bu konuda endişeler
var. Ayrıca Hilsenrath’ın bu hafta sonundaki son yazısı da FED öncesi oldukça
dikkat çekici. Hilsenrath, FED’in bu hafta yapacağı ekonomik projeksiyonların,
varlık alım programında yavaşlatmaya gidilmesinde, zamanlamaya yönelik
indikatör olarak izlenebileceğini ifade ediyor.
FED’e
yönelik soru işaretleri ve bu doğrultuda da ABD 10 yıllık faizlerinde görülen
artış global piyasalar genelinde bir süredir soru işareti yaratıyor ve
özellikle gelişmekte olan ülke bono ve döviz kurlarında satış baskısının
arttığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Hindistan, Güney Afrika gibi
gelişmekte olan para birimlerindeki değer kaybı ön plandaydı. Bu doğrultuda
FED'in varlık alım hızının yavaşlatılması tartışmalarını sakinleştirici yönde
mesajlar verip vermemesi gelişmekte olan piyasalar açısından kritik öneme
sahip.
Bu
haftanın bir diğer önemli konusu da Haziran ayı öncü PMI endekslerinden gelecek
sinyaller. Çin PMI’larında resmi ve özel PMI endeksleri arasındaki sapma soru
işareti yaratıyorken Avrupa PMI’larında stabilizasyon sinyalleri aranıyor. Her
ne kadar Çin PMI’ı ve ABD’de 50’ nin altı daralma bölgesine geçen ISM imalat
endeksi soru işareti yaratsa da Avrupa’da Mayıs ayı PMI’larında kayda değer
ilerleme sinyalleri görülmüştü. Çarşamba günkü Eurogroup toplantısı ve
yurtiçinde TCMB toplantısı haftanın diğer önemli konularından biri. Ayrıca G-8
üyesi ülkeler bugün Kuzey İrlanda'da yacakları zirvede biraraya geliyorlar.
ABD’de
ise bu hafta enflasyon rakamları açıklanıyor. TÜFE’de hem manşet hem de
çekirdek rakamlarda sınırlı da olsa son üç aydaki ilk artış görülebilir.
Geçtiğimiz hafta açıklanan ve tüketim harcamalarına yönelik sinyalleri
izlediğimiz perakende satışlar rakamı istihdam rakamında olduğu gibi her ne
kadar pozitif sinyal verdiyse de çok güçlü seviyede diildi. Diğer taraftan
haftalık işsizlik maaşı başvuruları 12.000 kişi düşerek 334.000'e geriledi
ve bu rakam 4 Mayıs sonrasondaki en düşük seviye idi. Michigan Tüketici
Güven endeksi ise beklentilerin altında kalarak soru işareti yarattı. Güçlü
yönde sinyaller verecek makro verilerin FED’in çıkış stratejisi beklentilerine
ve bu paralelde de orta vadeli güçlü dolar ve yüksek faiz temasına destek
olabileceğini, diğer taraftan oldukça zayıf yönde sinyal veren verilerin ise
çıkış stratejisine yönelik beklentilere ara verilebilme olasılığına işaret
edebileceğini not edelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder